GYİAD İklim Bülteni Sayı:01

GYİAD İklim Bülteni Sayı:01

Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği olarak yeni bir bülten ile karşınızdayız. COVID-19’un küresel boyutta yarattığı problemlerin gölgesinde, küresel çapta etkileri görülen ve görülmeye devam edecek bir başka problem hakkında aylık bültenimiz yayına giriyor.

İklim krizi ile ilgili bu bülten serimize başlarken, iklim değişikliği ile ilgili temel konuları da ele alacağız. 30 yılı aşkın süredir Birleşmiş Milletler bünyesi altında çalışmalarını yürüten Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change), bilimsel makale, yüzlerce uzman bilim insanı ve üye ülkelerin katılımlarıyla hazırlanan raporları ışığında şunu biliyoruz: İklim sisteminde gerçekleşen ısınma kesindir ve 1950’lerden beri gözlemlenen değişikliklerin büyük bir çoğunluğu son bin yıl içerisinde eşi görülmemiştir. Atmosferde bulunan sera gazlarının konsantrasyonu, en az son 800 bin yılda görüşmemiş seviyelere ulaşmıştır. İnsanoğlunun iklim sistemine olan etkisi nettir. Yüzde 95 ila 100 olasılık 1950’lerden beri gözlemlenen küresel ısınmanın temel sebebi insanoğlunun etkisidir. Kaynak: IPCC, 5. Değerlendirme Raporu, 2014.

Bültenlerimizin İçeriği

Bültenimizde her ay iklim krizi hakkında ülkemizde ve dünyada yayımlanan önemli raporlara değinerek, iklim değişikliği hakkındaki temel konularda bilgiler paylaşmayı planlamaktayız. İklim değişikliği konusundaki girişimler, sürdürülebilir finansman ve yeşil ekonomi ve şirketler ile hükümetlerin iklim değişikliği konusunda attıkları adımlar, ve bunlara ek olarak üyelerimizin iklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve çevre konularında gerçekleştirdiği projeler hakkında güncellemeleri vereceğiz.

Eylül ayında Türkiye ve dünyada olağanüstü iklim olaylarında artış gözlemlendi. İlk bültenimizde bu iklim olaylarına yer ayırmaktayız.

  • Ağustos ayının son günlerinde Karadeniz’in doğusundaki su sıcaklığı normalin epey üzerinde olduğundan, oluşan fırtına beklenenin oldukça ötesinde bir yağış miktarını Giresun bölgesine bıraktı. Yeni normalimiz kabul edilmesi gereken bu aşırı yağış çarpık yapılaşmayla birleşince 27 Ağustos’ta özellikle Giresun’un Dereli ilçesinde sel baskınına ve önemli hasara yol açtı.  
  • Ağustos ayının başından beri ABD’nin Batı kıyısında orman yangınları devam ediyor. Bu yangınların kontrol altına alınması insan gücüne bağlı olduğu kadar donanıma da bağlı olduğundan çok yerde, aynı anda oluşan yangınlara müdahale edilmesi de zorlaştı. Başkan Trump ise bu yangınların iklim krizi ile ilişkili olmadığını ve sorunun çözümünün orman yönetiminde aranması gerektiğini “patlayan ağaçlara” referans yapmak suretiyle açıkladı.
  • ABD’de yaşanan bir diğer problem de Colorado bölgesi çevresinde görülen ani sıcaklık düşüşü oldu. 7 Eylül’de 33.8 santigrat derece olan sıcaklık 24 saat içerisinde 1 santigrat dereceye kadar düştü. Bir gün önce şortlarla güneşlenen insanların yerini bir gün sonra birkaç santim kalınlığında bir kar tabakası aldı.
  • Atlantik Okyanusu belki de tarihteki en aktif kasırga sezonunu geçiriyor. Atlantik’teki kasırgalara İngiliz alfabesindeki harflerle başlayan isimler sırayla verilir. Alfabedeki isimler sona erdiğinde ise Yunan alfabesindeki harfler kullanılır. Bu en son 2005 yılındaki kasırga sezonunda Yunan alfabesindeki harflere geçilmişti. Bu bültenin sizlere iletildiği tarihte, büyük ihtimalle Yunan alfabesindeki harfler de tüketilmiş olacak…
  • 17 Eylül’de ise Akdeniz’de bir kasırga oluşmaya başladı. İtalya’nın güneyinden Yunanistan’ın batısına doğru hareket eden bu fırtınaya Ionos adı verildi. Akdeniz’deki bu tür kasırgalara özel bir isimle Medikan (Medicane) adı veriliyor. Bu sefer ülkemiz bu fırtınadan önemli bir zarar görmeyecek ama yakın gelecekte bu tür fırtınaların ülkemize de ulaşarak hasara neden olacağını unutmamamız gerekiyor.
  • 12 Eylül günü Ankara civarında yaşanan büyük toz fırtınası da ülkemizde heyecan yarattı.

European Green Deal

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği’nin (AB), 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı hedeflediğini açıkladı. Bu hedefe ulaşmak için çevreyi koruyacak ve yeşil ekonomiyi canlandıracak bir dizi girişim gerçekleştirecek. AB, Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal) adını verdiği anlaşmada sürdürülebilir endüstri ve ulaşımın oluşturulması, hava kirliliğinin önlenmesi gibi konular üzerinde yoğunlaşıyor. 2050 yılına kadar ilk karbon nötr kıta haline gelmek, hem kamu hem de özel sektörden önemli yatırımlar gerektiriyor. AB, yeşil ekonomiye geçiş için 10 yıl boyunca en az 1 trilyon Euro değerinde bir yatırım planı hedefliyor.

Enerji Teknolojileri Perspektifleri 2020 Raporu

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan Enerji Teknolojileri Perspektifleri 2020 Raporu (Energy Technology Perspectives 2020 Report), uluslararası sürdürülebilir enerji ve iklim hedeflerine ulaşmak için gereken teknolojiye ve potansiyel fırsatlarına odaklanan bir yayın. Bu rapor, dünyanın sıfır emisyon (net zero emissions) hedeflerine ulaşması için ihtiyaç duyduğu temiz enerji teknolojileri hakkında analizler ve tavsiyeler sunuyor. Uzun mesafe taşımacılık ve ağır endüstriler gibi teknolojik ilerlemenin hala geride olduğu alanlar dahil olmak üzere enerji sektörünün tüm bölümlerinde emisyonların azaltılması ile ilgili teknolojileri detaylı bir şekilde analiz ediyor.

Sıfır Atık Yönetim Sistemi Uygulama Kılavuzları

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (ÇŞB), Sıfır Atık Yönetmeliği gereğince 2020 yılından itibaren kademeli olarak Sıfır Atık Yönetim Sisteminin kurulması için 11 adet “Sıfır Atık Yönetim Sistemi Uygulama Kılavuzu” yayımladı. Bu kılavuzlar arasında Kurum ve Kuruluşlar için Kılavuz da yer alıyor.

Türkiye Ekonomisinin Karbondan Arındırılması: Uzun Vadeli Stratejiler ve Acil Çözüm Bekleyen Darboğazlar Raporu

Rapor, Türkiye'nin 2050 yılında düşük karbonlu ekonomiye geçişine yönelik bir vizyonda, üstesinden gelinmesi gereken zorlukların genel görünümünü sunmaktadır. Yüksek emisyon yoğunluğuna sahip teknolojilerin sürdürülebilirliği tartışmaya açılırken; düşük karbonlu teknolojilere dayalı sosyal ve teknik çözümler alternatif olarak değerlendirilmektedir. Rapor ayrıca, elektrik üretiminin etki ettiği su kaynakları, arazi kullanımı, biyolojik çeşitlilik ve hava kalitesi dinamiklerine de değinmekte ve 2050 vizyonuna doğru mevcut durum senaryoları ile alternatif bakış açılarını sunmaktadır.

Atmosferdeki karbondioksit oranı: 30 Eylül 2020: [410.9] ppm;  30 Eylül 2019: [408.6] ppm;  30 Eylül 2010: [398.3] ppm;  30 Eylül 2000: [388.4] ppm

 

Üyelerimizden Haberler

DFDS, sürdürülebilirlikte vites büyüttü: 2030’da %45.1 daha az karbon salınımı hedefleniyor

Denizcilik ve lojistikte Avrupa’nın lider firması Danimarkalı DFDS, 2019 global sürdürülebilirlik çalışmalarını içeren raporunu açıkladı. DFDS, raporda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin beşiyle bağlantılı olan, ‘Çevresel Ayak İzi’nin azaltılmasına yönelik çalışmalarına hız kazandırdığını duyurdu. Şirket 2008’de asgari değer olan mil başına 17.5 gram CO2 salınımını 2030 yılında %45.1 azaltarak 9.6 gram CO2 değerine düşürecek. Ayrıca biyoyakıt üreticisi MASH Energy ile alternatif yakıtlar bulmak konusunda iş birliği yapılıyor.

DENİZCİLİK ve lojistik alanlarında Avrupa’nın lider firması Danimarkalı DFDS, 2019 yılı sürdürülebilirlik raporunu açıkladı. DFDS, raporda kurumsal sosyal sorumluluğu şirket stratejisine entegre etme çalışmalarını hızlandırdığını aktarıyor. Şirket ayrıca raporda 2023 yılına dek cinsiyet çeşitliliğinde %30 düzeyine ulaşmayı hedeflediğini de açıkladı. Bu hedefler doğrultusunda İcra Kurulu’na Ekim 2019 itibari ile İnsan Kaynaklarından sorumlu olarak Anne-Christine Ahrenkiel ve Ocak 2020 itibari ile Finanstan sorumlu olarak Karina Deacon atandı.

2019 yılı iklim değişikliğiyle mücadele ihtiyacının aciliyetinin dünya gündeminde giderek artarak yer bulduğu bir yıl olurken, DFDS, sosyal sorumluluk stratejisini sera gazı salınımını azaltmada ilerici bir yaklaşım izleyerek oluşturdu. Rapor, geleceğe yönelik iddialı CO2 salınım hedefleri ortaya koyuyor. DFDS, groston-deniz mili başına gCO2 salınımını 2023 yılında 12,4, 2030 yılında ise 9,6 seviyesine düşürmeyi hedefliyor. DFDS, bu doğrultuda Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün CO2 salınımlarının 2030 yılına dek %40 azaltılması hedefiyle uyumlu bir şekilde, 2008 yılındaki referans değerlere kıyasla 2030 yılına dek %45,1 oranında düşüş hedefliyor.

Alternatif yakıt için iş birlikleri

Raporda hem şirket olarak belirledikleri hedeflere hem de Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından belirlenen sera gazı salınımlarında mutlak %50’lik azalma hedefine ulaşmada paydaşlarla yakın bir iş birliğinin hayati önem taşıdığına dikkat çekildi. DFDS, yeni teknolojiler ve fosil yakıt alternatifleri yoluyla gelecekteki gemilerine yönelik uzun vadeli çözümler geliştireceğine de dikkat çekti. DFDS’in biyoyakıt üreticisi MASH Energy’ye yaptığı yatırım, alternatif yakıtlar bulmak, test etmek ve ölçeklemek konusuna verdiği önemi gösteriyor. MASH Energy’nin geliştirdiği CO2 yönünden nötr biyoyakıt gemilerde kullanılacak. DFDS, alternatif yakıtı 2020 yılında test etmeyi amaçlıyor.

DFDS gemilerindeki ana makinelerin yeni çevre standartları ile uyumlu hale getirilmesi ve gemilerin hepsinin 2020 küresel sülfür düzenlemelerine uyacak şekilde gaz yalıtım sistemleriyle (scrubber) donatılması için 50 milyon Avro değerinde yatırım yapıldı.

DFDS, ayrıca filolarındaki gemilere balast suyu arıtma sistemleri kurmayı da sürdürüyor. 2019 sonuna dek üç DFDS gemisine eklenen yeni arıtma sistemi, yıl içerisinde teslim alınan yeni denize indirilmiş beş gemide de hâlihazırda yer alıyor. Balast suyu arıtma sistemleri sayesinde farklı bölgeler arasında hizmet veren gemilerin balast sularıyla taşınabilen potansiyel istilacı türlerin yayılmalarının önlenmesi sağlanıyor. DFDS, araştırmacılarla da iş birliklerini sürdürerek feribotlarından toplanan verilere erişim sağlıyor. DFDS, bu sayede bilimsel araştırma ortaklarının denizde birçok farklı alanda araştırmalar yapmalarına olanak tanıyor. DFDS’in okyanuslardaki yaşamı koruma konusundaki çalışmaları arasında petrol sızıntılarını engellemek için ihtiyaç duyulan her yerde yetkin personel görevlendirmesi ve faaliyetteki gemilerinde çarpışma önleme, hava tahmini ve uyarılar için gelişmiş teknik sistemler kullanması da yer alıyor.

Kükürdün azaltılması

Yakıt emisyonları, insan ve hayvan solunum sistemlerine zarar veren ve asit yağmurlarının temel sebeplerinden olan kükürt dioksit (SO2) içeriyor. DFDS, bu sorunu, hava temizleme sistemleri konusunda öncü çalışmalarıyla çözmeyi hedefliyor. 1 Ocak 2020’de, denizcilikte kullanılan yakıtlardaki azami kükürt içeriğini sınırlayan yeni ve daha katı kurallar yürürlüğe girerken, DFDS, gaz temizleyici sistemlerin kullanımında sektörün önde giden şirketlerinden biri olmaya devam ediyor. 2009 yılında, Ficaria Seaways’da kurulan ilk DFDS sistemi de başarılı bir şekilde ilk 10 yılını tamamladı.

DFDS’den yenilenebilir yakıt geliştirmek üzere dev iş birliği

Denizcilik ve lojistikte Avrupa’nın lider firması Danimarkalı DFDS, ”5 Haziran Dünya Çevre Günü” öncesinde Danimarkalı Copenhagen Airports, A.P. Moller - Maersk, DSV Panalpina, İskandinav Havayolları Şirketi SAS ve Ørsted şirketleriyle bir araya gelerek Kopenhag bölgesinde karayolu, deniz ve hava taşımacılığı için sürdürülebilir yakıt üretimi gerçekleştirmek üzere endüstriyel ölçekte bir sanayi tesisi geliştirmek için ortaklık kurdu.

DENİZCİLİK ve lojistik alanlarında Avrupa’nın lider firması Danimarkalı DFDS, Copenhagen Airports, A.P. Moller - Maersk, DSV Panalpina, DFDS, İskandinav Havayolları şirketi SAS ve Ørsted şirketleri 2023 gibi yakın bir tarihte çığır açıcı bir hidrojen ve e-yakıt üretim tesisi geliştirme vizyonuyla bir ortaklık kurdu. Dünyada ilk kez bu amaçla gerçekleştirilen ortaklık çerçevesinde, dünyanın en büyük elektrolizör ve sürdürülebilir yakıt üretim tesislerinden biri kurulacak. Proje, sürdürülebilir yakıtların talep ve arz taraflarını bir araya getiriyor.

2030 yılına kadar tam kapasiteye ulaşması öngörülen proje, otobüsler, kamyonlar, gemiler ve uçaklar için her yıl 250.000 tondan fazla sürdürülebilir yakıt sağlayacak. Toplam 1,3 gigawatt potansiyel elektrolizör kapasitesi sayesinde proje, bu alanda dünyanın en büyük tesislerinden biri olacak. Tesis tam kapasiteyle çalışmaya başladığında, yıllık karbon salınımının 850.000 ton azaltılmasını sağlayabilecek.

Üç aşamalı dev projeyle sürdürülebilir yakıt 

2023 yılına kadar faaliyete girecek ilk aşama, doğrudan otobüs ve kamyonlarda kullanılabilecek yenilenebilir hidrojen üretebilecek 10 MW'lık bir elektrolizörden oluşuyor. İkinci aşama, 2027 yılına kadar faaliyete geçecek 250 MW'lık bir elektrolizör tesisinden oluşuyor. Bu tesis, yenilenebilir hidrojen üretimini Greater Copenhagen bölgesindeki kaynaklardan karbon yakalama faaliyetleriyle birleştirerek deniz taşımacılığı için yenilenebilir metanol ve havacılık sektörü için yenilenebilir jet yakıtı (e-kerosen) üretiminde kullanılacak.

2030 yılına kadar faaliyete geçecek olan üçüncü aşamada, projenin elektrolizör kapasitesinin 1,3 GW düzeyine çıkarılması ve daha fazla sürdürülebilir CO2 yakalanmasıyla, otobüs, kamyon, gemi ve uçaklarda kullanılmak üzere 250.000 tonu aşkın sürdürülebilir yakıt sağlamak için yeterli kaynak oluşturulacak.

Alternatif yakıta yatırım tam gaz devam ediyor

DFDS, yeni teknolojiler ve fosil yakıt alternatifleri yoluyla gemilerine yönelik uzun vadeli çözümler geliştirmek üzere iş birliklerinini sürdürdüğünü 2020 yılı başında açıklamıştı. Şirket, biyoyakıt üreticisi MASH Energy’ye yaptığı yatırımla, alternatif yakıtlar bulmak, test etmek ve ölçeklemek konusunda önemli çalışmalar yapıyor. MASH Energy’nin geliştirdiği CO2 yönünden nötr biyoyakıt gemilerde kullanılacak.

DFDS Akdeniz İş Birimi, 12 gemisinde gaz yalıtım sistemi yatırımı yaptı

Sürdürülebilirlik konusunda yatırımlarına devam eden DFDS, groston-deniz mili başına gCO2 salınımını 2023 yılında 12,4, 2030 yılında ise 9,6 seviyesine düşürmeyi hedefliyor. DFDS, bu doğrultuda Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün CO2 salınımlarının 2030 yılına dek %40 azaltılması hedefiyle uyumlu bir şekilde, 2008 yılındaki referans değerlere kıyasla 2030 yılına dek %45,1 oranında düşüş planlıyor.

DFDS gemilerindeki ana makinelerin yeni çevre standartları ile uyumlu hale getirilmesi ve gemilerin hepsinin 2020 küresel sülfür düzenlemelerine uyacak şekilde gaz yalıtım sistemleriyle (scrubber) donatılması için 50 milyon Avro değerinde yatırım yapıldı. DFDS Akdeniz İş Birimi’nin antik şehirlerimizin ismini verdiği ve Pendik Limanı’ndan törenle geçtiğimiz sene denize indirilen Ephesus ve Troy Seaways gemilerinde yeni inşaa aşamasında Scrubber montajı gerçekleştirilmişti. 5 Haziran Dünya Çevre Günü öncesinde DFDS Akdeniz İş Birimi’nin filo bazında 14 gemisinin 12’sinde gaz yalıtım sistemleri (scrubber) yatırımı tamamlandı.

DFDS, ayrıca filolarındaki gemilere balast suyu arıtma sistemleri kurmayı da sürdürüyor. Balast suyu arıtma sistemleri sayesinde farklı bölgeler arasında hizmet veren gemilerin balast sularıyla taşınabilen potansiyel istilacı türlerin yayılmalarının önlenmesi sağlanıyor. DFDS, araştırmacılarla da iş birliklerini sürdürerek feribotlarından toplanan verilere erişim sağlıyor. DFDS, bu sayede bilimsel araştırma ortaklarının denizde birçok farklı alanda araştırmalar yapmalarına olanak tanıyor.